30 Ağustos 2014 Cumartesi

Lisans Öğrencileri İçin Burs Veren Kurumlar-2

burs imkanı

     Lisans eğitimine başlayacak ya da devam eden arkadaşlar için burs veren kuruluşları tanıttığımız yazılarımızın ikincisi ile karşısındayız.

7. TAREKSAV: Geçtiğimiz yıl Eylül ayında burs başvurularını internet sitesi üzerinden kabul eden vakıf, burs almaya hak kazanan öğrencilere 9 ay boyunca ve eğitim hayatları süresince karşılıksız burs sağlıyor.
                  TAREKSAV Bursu

8. Alarko Eğitim ve Kültür Vakfı: Belirli üniversitelerin belirli bölümlerinde okuyan son sınıf öğrencileri için burs sağlayan vakfın burslarına üniversitenizin burs ofisi aracılığıyla başvurabilirsiniz. Burslar karşılıksız olup geçtiğimiz eğitim-öğretim yılında 300 TL olarak ödenmiştir.
                  Alarko Eğitim ve Kültür Vakfı Bursu

9. Elginkan Vakfı: İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi ve Celal Bayar Üniversitesi öğrencilerini kapsayan burs üniversitelerin aday gösterdiği öğrenciler arasından seçilenlere verilir. Yılın 12 ayı sağlanan burslar herhangi bir yükümlülük getirmez.
                 Elginkan Vakfı Bursu

10. Malatya Eğitim Bursu Platformu: 2014-2015 eğitim öğretim yılı için burs başvurusu yapacak adaylar Eylül ayı boyunca internet üzerinden başvuruda bulunabilirler. Vakfın burs ödemeleri ise Kasım ayında başlayacak.
                 Malatya Eğitim Bursu

11. Sani Konukoğlu Vakfı: Vakıftan burs alabilmek için başvurular her yıl 20 Ağustos - 20 Eylül tarihleri arasında sadece sankovakif.com adresinden yapılmaktadır. Seçilmiş belirli üniversitelere sağlanan burslar için aynı zamanda ailenin Gaziantep'te ikamet etme zorunluluğu vardır.
                 Sani Konukoğlu Vakfı Bursu

12. KSV Vakfı: Kale grubunun sağladığı burs için başvurular 15 Eylül-10 Ekim tarihleri arasında internet üzerinden kabul edilecektir. Burs için ihtiyaç sahibi olmak, 4 üzerinden 2.5 ortalamaya sahip olmak ve vakfın belirlediği okullarda öğrenim görmek gerekmektedir.
                 KSV Vakfı Bursu


26 Ağustos 2014 Salı

Lisans Öğrencileri İçin Burs Veren Kurumlar-1

Üniversite öğrencileri için burs imkanı

     Üniversiteyi yeni kazanmış ya da ara sınıfta olup burs arayan arkadaşlar için daha önce karşılıklı ve karşılıksız Kyk desteğinden burada bahsetmiştik. Bu kredi desteğinin yanında farklı kuruluşlardan da burs imkanı arayamlar için ise bu yazımızda burs veren kuruluşlar hakkında bilgi vermeye çalıştık.

1.Türk Eğitim Vakfı:  Üniversiteye yeni başlayanlar için başarı sırasını, ara sınıflar için ise not ortalamasını esas alan TEV, vicdani yükümlülük olarak eğitiminiz bittiğinde bir başka öğrenciye burs sağlamanızı ya da vakıf için gönüllü faaliyetlerde bulunmanızı istiyor.
                   TEV Yüksek Öğrenim Bursu

2. Sabancı Vakfı: Yalnızca üniversiteye yeni kayıt yaptıran öğrenciler için burs imkanı sağlayan vakfın burslarına üniversitenizin Öğrenci İşleri/Burs Ofislerinden başvuruda bulunabiliyorsunuz. İnternet üzerinden başvuru almayan vakıf üstün başarı şartı arıyor. Engelli öğrenciler ve Kalkınmada Öncelikli İller adı altında farklı burs imkanları da sağlayan vakfın verdiği burslar tamamiyle karşılıksız.
Başvuru tarihleri: 11 Eylül-11 Ekim
                 Sabancı Vakfı Bursu

3. Boydak Eğitim Vakfı: Burs vermek için ihtiyaç ve başarı gibi şartlar arayan vakıf, yalnızca belirli fakültelerde okuyan öğrenciler için bu imkanı sağlıyor. 2013-2014 döneminde aylık 175 lira olan burs, TEV bursu gibi vicdani yükümlülük gerektiriyor.
                 Boydak Eğitim Vakfı Bursu

4. Anadolu Vakfı: 1-30 Eylül tarihleri arasında internet sitesi üzerinden başvuru alan vakıf, maddi durumda yetersizlik, başarı ve tam zamanlı öğrenci olma şartlarına göre değerlendirmede bulunuyor. Bir yıl içerisinde  9 ay boyunca burs sağlayan kurumun bursları karşılıksız.
                 Anadolu Vakfı Bursu

5. Tübitak: YGS ve LYS'de üstün başarı göstermiş olup belirli bir sıralamada yer alan ve temel bilimler dallarında tercih yapan adaylara burs sağlayan Tübitak, farklı kriterler için farklı miktarlarda burs sağlamaktadır.
               Tübitak Yurt İçi Lisans Bursu

6. Tekfen Vakfı: Vakfın aradığı temel şart öğrenci velilerinin aylık gelirleri toplamının 4500 TL altında olduğunu belgelendirmek. Bunun yanında başarı sırası ne kadar yüksekse bursa kabul edilme olasılığı da o kadar artıyor. 2014 yılı için başvuru tarihleri 8-21 Eylül ve başvurular vakfın internet sitesi üzerinden alınıyor.
                Tekfen Vakfı Bursu


Lisans Öğrencileri İçin Burs Veren Kurumlar-2

20 Ağustos 2014 Çarşamba

PayPal Para Birimi Dönüştürme

Paypal para birimi dönüştürme
     PayPal kullanıcıları için blogumuzda daha önce PayPal'dan banka hesabına nasıl para aktarılacağından bahsetmiştik. Bugünkü yazımızda ise PayPal bakiyelerinizde bulunan farklı para birimleri için PayPal para birimi dönüştürme işlemini anlatacağız.

     Yurt dışından ya da farklı para birimiyle almış olduğunuz bir ödeme Paypal hesabınızda o para birimiyle gözükecektir. Ancak eğer hesabınıza aktarmadan ya da bu parayı harcamalarınızda kullanmadan önce Türk Lirası'na dönüştürmek isterseniz para birimi dönüştürme işlemini uygulamalısınız. Bu işlem için şu adımları takip edebilirsiniz:

     1. Öncelikle Paypal hesabınızı açtığınızda karşınıza çıkan ana sayfada PayPal bakiyenizi görebileceğiniz çerçevenin sağ üst tarafında bulunan Para Birimi dönüştürücü yazısına tıklamalısınız.

     2. Daha sonra karşınıza çıkan ekranın sağ tarafında bulunan sütundaki boşlukları sırayla doldurun.

Paypal para birimi dönüştürme

     Bakiye dönüştürme işlemini seçtikten sonra hangi para biriminden ne kadar tutarı hangi para birimine dönüştürmek istediğinizi seçmelisiniz.

     3. Hesapla butonuna tıkladığınızda bu sütunun altında dönüştürdüğünüz para biriminin yeni para birimindeki karşılığını göreceksiniz. Burada Paypal'ın normal kurdan daha düşük bir kurla hesaplama yaptığını belirtmekte fayda var.

     4. Devam butonuna tıklayarak ilerleyin ve karşınıza çıkan sayfada işleminizi onaylayın.

     PayPal para birimi dönüştürme işleminizi bu şekilde tamamlamış oluyorsunuz. Kur farkından dolayı paranız biraz değer kaybetse de artık paranızı istediğiniz birim üzerinden kullanabilirsiniz.


***Ne yazık ki Paypal Türkiye'de faaliyetlerini durdurduğu için bu yazımız artık size faydalı olamayabilir.

17 Ağustos 2014 Pazar

Aynalar Koridorunda Aşk, Mustafa Ulusoy


  2000'li yıllarla birlikte her birimiz caddelerde kaybolan insanlar olduk. Hatta artık caddeler değil, alış veriş merkezleri "yaşam alanımız" haline geldi. Etrafımız çok kalabalık. Hepimiz yalnızız. İç sıkıntılarımızsa sonsuz. Biri olsa anlatsak dertlerimizi, ama bizi anlaması lazım, anlaması yetmez çözüm de sunması lazım. Tüm bu hallerimizi bir psikiyatrist dışarıdan nasıl görüyordur?
     Bir önceki yazıda bahsetmiştik Aynalar Koridorunda Aşk'tan. "İnsanın temel acıları üçlemesinin ilk kitabı bu kitap. Çok iyi bir giriş olduğunu söyleyebilirim. İkincisi de hazır, okunmak üzere bekliyor: Giderken Bana Bir Şeyler Söyle.
     İlk bakışta sıradan aşk romanlarından biri gibi geliyor insana. Kapağındaki vaat ilgi uyandırıyor sonra, "aşkın romanı" ne ola ki? Alıp okumaya başlıyorsunuz ve bu kitabın o kitaplardan olmadığını hemen anlıyorsunuz. Hastalarının yaşadığı iç sıkıntıları tek bir ortak noktayı bulduruyor Dr. Mavi'ye, onunla birlikte siz de kendinize eğiliyorsunuz. Dr. Mavi'nin uyguladığı teknikle, önce kendinizi aynada görmeye başlıyorsunuz ve bir süre sonra o gördüğünüzün aslında kendiniz olmadığını keşfediyorsunuz. İç dünyanıza eğiliyorsunuz yavaşça, Kırmızı ve diğer karakterlerle birlikte. Aşık olduklarınız, hayran olduklarınız, başarılarınız, acılarınız, mutluluklarınız nereden geliyor, niçin yaşıyorsunuz hepsini, bunları sorgulatıyor Dr. Mavi Kırmızı'yla yaptığı terapi seanslarında.
     Sevilmek, beğenilmek, var hissetmek insanın hayat amacı olmuş durumda. Varlığını,bir başkasının sevgisiyle anlamlandıran insanlar hayli çok. O ben değilim dediğiniz noktada bile öyle güzel çürütüyor ki yazar sizi. İnsan ruhunu iyi tanıyan birinin kaleminden kendinize yeniden bakmak ilginç bir deneyim. Başkasından duyduğunuzda kaldıramayacağınız eleştirileri yapıyorsunuz her sayfada kendinize.
     "Kendi varoluşsal önemini keşfedememiş insan, başka insanlara bağlı hale gelir. Bu bağımlılık hali bir yandan da benliğini incitir. Kendi varoluşsal değerini hissedebilmek için ötekilerin kendisini takdir etmesine, sevmesine muhtaçtır."
     Tüm aşkların, hayallerin, başarılı olma isteğinin, mutlu olmak için çok çalışmanın altında aslında insanın kendini tanımlaması, var olduğunu hissetme isteği yattığını söylüyor Dr. Mavi. Daha da derine inip insanın neden var olduğunu sorguluyor.
     "Dr. Mavi birçok hastanın aynı sorunun girdabında dönüp durduklarını görecekti. Hastalarının benzer yakınmalarına daha bir dikkat edecekti.
     Birçok insanın kafasına şu soru hep takılıp duruyordu: "Yaratıcı bana mı sordu da yarattı beni? Bu hayatı ben seçmedim ki...""
     Her türlü insani ilişkimize kitapta anlatılan gözden baktığımızda aslında dünyayı ne kadar yanlış anladığımızı fark ediyoruz. Özellikle kadın-erkek ilişkileri üzerine tespitleri çok ciddi yazarın. Daha önce ayrılık yaşayanların ya da zaten bir ilişki içinde olanların ve doğru kişiyi arayanların bir de bu gözden bakması, isteklerini çok değiştirecektir. Mustafa Ulusoy ilişkileri anlatırken insanı es geçmemiş aşk romanlarında olduğu gibi. Son yılların popülerleri arasındaki kişisel gelişime başlamadan önce, kendimizi tanımaya başlamak daha doğru olacaktır ve bu kitapla adım atabilirsiniz kendi dünyanıza.
     Son olarak, Yeni Şafak gazetesine verdiği bir röportaja göre yazar, on yıl sonra bu kitabı genişleterek yeniden yazmış. Sebebini de şöyle açıklamış: "Önceki versiyon, mesele ettiği mevzular açısından güçlüydü. Ancak metnin edebi yönden bazı zaaflar taşıdığını düşünmeye başlamıştım. Kimi yerlerde tekrarlar vardı ve bu durum kulağımı tırmalıyordu. Birkaç rötuş ile yetinmeyi düşünüyordum. Ama öyle olmadı. MAsanın başına oturduğumda, kitabın kahramanları benden daha fazla ilgi talep etmeye başladı. Bu yüzden kendimi romanı yeniden yazarken buldum." Yazarın bu tespiti de ayrıca doğru, çünkü kitabın içindeki tekrarlar bazen bunlatıcı olabiliyordu. Yine de anlatımın akıcı olması bu tekrarları katlanılabilir kılıyor. Kitabın yeni haline göz atma şansınız olursa çok daha iyi olacaktır sanıyorum. Keyifli okumalar...

14 Ağustos 2014 Perşembe

Kolay Maşa Nasıl Yapılır?

     İşe, okula yetişmek için alelacele yapılmış saçlar bir çok kadının içine sinmez ama vakit darlığı buna mecbur bırakır. Hele gideceğiniz yere düzgün yapılmış maşalı bir saçla gitmek bu vakit darlığında imkansız gibi gelir; ama değildir. Peki şimdi aklımızdaki soruyu cevaplayalım: Kolay maşa nasıl yapılır?

    1. İşe saçınızı at kuyruğu yaparak başlayın.
    2. Saçınızın yoğunluğuna göre at kuyruğunu bir kaç parçaya ayırıp her bir parçayı maşalayın.
    3. At kuyruğunu çözün ve saçınızı spreyleyin.

    Aslında saçınızı hızla düzgün bir şekle sokmak bu üç adım kadar kolay. Tabi ki çok yoğun saçı olanlar için bu süre yine uzayacaktır. Bu durumda saçınızı at kuyruğu yerine iki yandan toplayarak maşalamak daha kolay olabilir. Artık kolay maşa nasıl yapılır bildiğinize göre acil durumlarda saçınız hızla yapılırken yıpranmaktan kurtulmuş demektir.
 
kolay maşa yapımı

11 Ağustos 2014 Pazartesi

Kyk Kredisi Nasıl Alınır, Nasıl Başvurulur?

   
Kyk kredisi nasıl alınır?

     Yeni eğitim döneminin başlamasına az bir zaman kaldı. Özellikle üniversiteye yeni kayıt yaptıranlar Kyk kredisi ve bursunun ne olduğunu merak ediyor. Bu yazımızda sizlere bu kredinin nedir, Kyk kredisine nasıl başvurulur ve nasıl geri ödenir konularında bilgiler vereceğiz.

     Öncelikli olarak bilmemiz gereken şey Kyk'nın burs ve kredi olmak üzere iki tür maddi destek sağladığıdır. Burs geri ödemesi olmayan, kredi ise geri ödemeli parasal destek manasına gelmektedir. Kyk'nın internet sitesinde açılan formdan başvururken burs ve kredi, aynı seçenekte bulunur. Yani formda belirttiğiniz bilgiler doğrultusunda size burs da çıkabilir kredi de ancak ikisi aynı anda çıkmaz. Burada önemli olan; Kyk, burs için öncelikli olarak maddi yönden ihtiyacı olan, bir kaç kardeşi birden üniversite okuyan, şehit, gazi çocukları, milli sporcu olan öğrenciler ve üniversiteye giriş sınavlarında ilk 100'e girmiş öğrencilere öncelik tanır. İlk 100'de bulunan öğrenciler normal burs miktarının 3 katını alırlar. Kredi ise bu şartları taşıyan ya da taşımayan herkese çıkar. Ancak kredi size çıktı diye bu KREDİYİ ALMAK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ! Yani burs için şansınızı deneyebilirsiniz. Eğer kredi çıktı ise daha sonraki belge teslimi, noter onayı gibi işlemleri yapmazsanız krediyi almamış olursunuz, ekstra bir şey yapmanıza gerek yoktur.

     Diyelim ki kredi çıktı ve almak istiyorsunuz, bunun için noterden alacağınızı taahhütnameyi imzalayarak (bu taahhütnamede sizin eğitim hayatınız boyunca hesabınıza yatırılacak olan miktar hesaplanıp sayısal olarak yazılıyor,yani bir senede imza atmış oluyorsunuz) gerekli evraklarla birlikte Kyk merkezine teslim etmeniz gerekiyor. Evraklarınızın teslimiyle birlikte kredi işlemleriniz başlamış oluyor. 2013-2014 yılı itibariyle bu onay ve belge teslimi işlemlerini e-devlet sistemi üzerinden de şifrenizle girerek yapabiliyorsunuz.

     Kyk kredisi veya bursunu ilk kez alacak bir öğrenci için otomatik olarak bir Ziraat Bankası hesabı açılıyor, sizin bir şey yapmanıza gerek kalmıyor. Banka kartınızı alacağınız ve hesabınızın açılacağı şubeyi Kyk sisteminden öğrenebilirsiniz. İlk kredinizi veya bursunuzu ise Ocak ayında hesabınızda göreceksiniz.

     Bu krediye(bursa) ara sınıf öğrencileri de başvurabiliyor. Yine Kyk'nın internet sitesinden form dolduran örneğin bir ikinci sınıf öğrencisi, o yıldan başlayarak eğitimi bitene kadar bu krediden faydalanabilir.

     Şimdi gelelim bu kredinini miktarına ve daha işe yarar özelliklerine. Birincisi; Kyk kredisi yaz aylarında da kesilmiyor. İkincisi; kredi(burs) yalnızca eğitiminizin normal süresinde veriliyor, yani okulu uzatırsanız krediniz de kesilir. Üçüncüsü; geri ödemesi, normal eğitim süreniz bittikten iki yıl sonra Eylül ayında başlıyor. Ve dördüncüsü;
     Kyk bursu ya da kredisinin 2014 yılı sonuna kadarki miktarı: 300 TL. Ve her yıl Ocak ayından itibaren 20 TL'lik bir zamla hesabınıza yatıyor.

     Kyk kredisi ve Kyk bursuna bu yıl başvuracaklar için; başvuru formuna buradan ulaşabilirsiniz.

     

8 Ağustos 2014 Cuma

Paypal Banka Kartına Para Çekme

     İnternet üzerinden iş ya da alışveriş yapıyorsanız PayPal yakından tanıdığınız bir web sitesi haline gelmiştir bile. Ancak bir çoğumuz kazandığım ve PayPal hesabına attığımız parayı banka hesabımıza nasıl çekeceğimiz konusunda tereddütler yaşarız. İnternette yaptığımız araştırmalarda bu işlemi açık açık anlatan ve dikkat etmeniz gerekenleri belirten kapsamlı bir yazının maalesef olmadığını gördük. Bu sebeple bu yazımızda Paypal'dan banka hesabına para çekmenin ayrıntılarını sizlerle paylaşacağız.
   
     Öncelikli olarak Paypal'la ilgili bilmemiz gereken şey; Paypal'a üye olurken bir kredi kartı ya da banka hesabı numarası vermenin zorunlu olmadığı. Bunlar olmadan da bir üyelik oluşturup ödeme alabilirsiniz. Ancak eğer Paypal hesabınızda para yoksa bir kredi kartı eklemeden alışveriş yapmanız mümkün değil.

     İkinci olarak, Paypal'dan hesabınıza para çekmek çekmek için bir kredi kartınız olması gerekmiyor. Yalnızca kendi adınıza tanımlı bir banka hesabınız olması yeterli. Dolayısıyla özellikle Ziraat Bankası'ndan kredi veya burs alan öğrencilerin merak ettiği en önemli sorunun cevabı: Evet, Ziraat Hesabınıza kredi kartı olmadan da para çekebilirsiniz! Üstelik Paypal'dan banka hesabına para çekerken, hesap numaranızı Paypal'a teyit ettirmenize, yani onaylı bir hesaba sahip olmanıza ihtiyaç yok!

Adım Adım Paypal'dan Banka Hesabına Para Çekme

    1. Şimdi banka hesabına paranızı çekmek için, Paypal hesabınıza giriş yaptıktan sonra anasayfada karşınıza çıkan menüde Hesabım>Para çekin>Banka Hesabına Para Çekimi sekmelerine tıklıyorsunuz. Karşınıza çıkan sayfada Ülke, Adı, Soyadı kısımları seçili geliyor. Burada şunu belirtmem gerekir: soyadı hanesinde Paypal'a hangi soy isimle üye olduysanız onu göreceksiniz ve SOYADI KISMINI DEĞİŞTİREMEZSİNİZ!

Paypal banka kartına para aktarma
   
     Banka adına örnek olarak T.C. Ziraat Bankası girdiğinizde bir sorun çıkmayacaktır. Diğer bankalar için de bu kısmı düzenleyebilirsiniz. Son olarak IBAN numaranızı da yazdıktan sonra bu sayfa ile işimiz bitiyor ve Devam butonuna tıklıyoruz.

     2. Bu adımda girdiğiniz bilgilerin doğruluğunu teyit için bir sayfa çıkacaktır. Bilgileriniz doğruysa Gönder butonunu tıklayın.

     3.Son adımda ise banka kartına para çekme işleminizi tamamlamak için çekmek istediğiniz tutarı girmelisiniz. Devam butonuna tıkladığınızda işleminiz tamamlanacaktır.

Paypal Banka Hesabına Para Çekme Hakkında Bilinmesi Gerekenler

     1. Paypal'dan banka kartına(banka hesabına) para çekme işlemi ÜCRETSİZDİR.

     2. Banka hesabınıza para aktarırken aktarmak istediğiniz paranın banka hesbınızın para birimiyle aynı olduğuna dikkat edin. (Paypal bu işlemi otomatik olarak da yapıyor ancak bu işlemi denemediğimiz için kendiniz para birimini dönüştürmenizi tavsiye ediyoruz.) PayPal Para Birimi Dönüştürme işleminin nasıl yapıldığını buradaki yazımızdan öğrenebilirsiniz.

   3.Banka hesabına para aktarma işlemi Paypal işlem sayfasında da belirtildiği gibi 5-7 gün arası sürmektedir.

   4.Para çekme işlemi için bankanızdan herhangi bir onay almanıza gerek yoktur. IBAN numaranızı bilmeniz yeterlidir.

     5. Hesabınıza para aktarma işlemi için Paypal'ın belirlediği alt ve üst limitler mevcuttur. Başlangıçta alt sınır: 15 TL, üst sınır: 750 TL'dir. Ancak bu limitleri değiştirebilirsiniz.


     Paypal'dan hesabınıza para çekme işlemi aslında bu kadar basit. Bilmeniz gereken ve aklınıza takılabilecek ayrıntıları da bu yazımızda açıkladık. Tekrar belirtmekte fayda var ki, biz bu işlemi Ziraat Bankası için denedik ve hiç bir sorun çıkmadı. İşlemle ilgili sorularınız olursa yorum kısmına bırakabilirsiniz.



***Ne yazık ki Paypal Türkiye'de faaliyetlerini durdurduğu için bu yazımız artık size faydalı olamayabilir.

5 Ağustos 2014 Salı

Yükseklik Korkusu, Paul Auster


            Halen hayatta olan Amerikalı yazar Paul Auster, ödüllü ve popüler. Ay Sarayı, New York Üçlemesi ve Yükseklik Korkusu yazarın en bilinen ve muhtemelen adını duyduğunuz kitaplarından. Yazarın onca kitabının arasında bunların adını bu denli çok duyduysak, üzerine konuşulacak çok şey vardır "Vertigo" da.

            Çocukken uçmayı hayal etmeyen yoktur. Şöyle boşlukta süzülebilirdik. Belki bulutlara ulaşıncaya kadar yükselip küçük bir dalış yapardık aşağı doğru. Büyüyünce ayaklarımız yere bastı ama kitaplar bizi başka dünyalara sokabilir, hatta belki uçurabilir.

            "Bu benim evdekilere armağanım olacaktı. Ayağa kalkacak ve gözlerinin önünde havaya yükselecektim, sonunda gizimi bütün dünya öğrenecekti."

            Okurken "İnsan gerçekten uçabilir mi?" şeklinde bir şüpheye kapılabilirsiniz. Dünya'nın öbür ucundaki bir insan sizi kalemiyle böyle bir şeye inandırabilir. Paul Auster' ın yaptığı da sadece bu. Hikaye biraz daha uzamış olsa "neredeyse" uçmaya inanacak hale getiriyor sizi. İnandırırken aklınızın bir köşesine de yerleştiriyor; gerçek olsa bile o kadar da kolay değil.

            " Eskiden olduğu kadar dayanıklı da değiliz, belki bu yüzden daha yaşanası bir yerdir dünya, bilmiyorum işte. Bildiğim bir şey varsa o da karşılığını vermeden bir şey alamayacağınızdır, istediğiniz şey ne kadar büyükse karşılığında ödemeniz gereken bedel de o kadar büyük olur."

            "O dakikadan başlayarak, yaşadığınız her şey yerin altında geçirmiş olduğunuz saatlerle ilintilidir. Hayatta kalabilmek için verdiğiniz savaşımı kazanmış olsanız da bunun dışında neredeyse her şeyi yitirmişsinizdir, kafanızın içine -azıcık da olsa- delilik tohumları ekilmiştir."

            Yazarın sözcüklerine kaptırırsanız kendinizi, o çocuğun gerçekten uçtuğuna çok geçmeden ikna olabilirsiniz. Tam siz de onunla birlikte uçmaya başlamışken kitabın ortalarında yazarın da ayakları yere basıyor ve hikaye birden bire sıradan bir hale bürünüyor. Sanki yazar en sevdiği bölümü anlatıp bitirmiş, söyleyeceklerini söylemiş ve artık sıkıldığı hikayeyi çabuk çabuk anlatıyor. Küçük Walter birden büyüyor, binbir türlü yaşamdan geçiyor ve hikaye öylece bitiveriyor. Sadece bir kaç sayfalığına yakalayabileceğiniz olgun bir kişiliğe bürünüyor.

            "Yusef'i izlerken, Usta'nın bende ne gördüğünü anlıyorum şimdi; bana yeteneğin var derken ne demek istediğini. Bu çocukta da yetenek var. Cesaretimi toplayıp annesiyle konuşabilseydim, hiç durmaz kanatlarımın altına alırdım çocuğu."

Walter'ı peşine takıp bugünlere getiren Usta' yla bir kişiliğe bürünüyor kitaptaki bilgece hava. Kitap boyunca arada bir başımızı kaldırıp dünyaya bir bakış atıyorsak Usta'nın Walter'a kattıkları sayesinde.

            Bu aşamaya kadar kitap ilginizi çektiyse eğer, son olarak uçan adamın sözlerine kulak verin:

            "... İşte böyle yapılır bu iş.Bedeninizin içindeki boşluk, sizi çevreleyen havadan daha hafif olur. Yavaş yavaş sıfırdan da aza iner ağırlığınız. Gözlerinizi kaparsanız, kollarınızı iki yana açarsanız, buharlaşırsınız. Ve sonra, ağır ağır, yerden yükselirsiniz. İşte böyle."

            Paul Auster'ı daha yakından tanımak ve takip etmek için, yazarın kişisel bloguna ise buradan ulaşabilirsiniz:
            paulauster.co.uk

2 Ağustos 2014 Cumartesi

Yabancı, Albert Camus

     1942'de yayımlanan Yabancı, günümüze bu kadar yabancı değilse eğer, bu kitabın ciddi bir derdi vardır. Kolayca akıp giden 110 sayfalık küçücük bir kitap, dönüp her satırını ayrı ayrı irdelediğinizde size yüzlerce şey verebilir. Tabi ki alacakları okuyucunun bakışıyla doğru orantılıdır ama bir kitabın içi doluysa, içi doludur.
     Bir annenin ölümüyle ve "Bugün annem öldü.Bilmiyorum, belki de dün." sözleriyle başlıyor kitap. Cenaze töreninde yaşananlar, ardından evladın şehre ve kendi yaşamına dönmesi, arkadaşları ve komşularıyla geçirdiği sıradan günler. Günleri geçirmek için yaptığı ayak üstü laflamalar, başkalarına yaptığı yardımlar var adamın. Bunun dışında sevgilisiyle görüşüyor sık sık, denize gidiyor ve bunlar en çok hoşlandığı işler. Yine "sıradan" olan günlerden birinde kazara işlenen bir cinayet,uzun sorgulamalar, mahkemeler, hapishane hayatının benimsenmesi, bunların hepsi de normalleşiyor yabancı için. Ancak idama kadar giden bir yolda insanın düşünmeye ve günlerini gözden geçirmeye vakti olduğunda, denizi ve gökyüzünü özlemesi aslında o kadar yabancı da olmadığını göstermez mi? Hikaye bu kadar sade, olaylar bu kadar az, bir cinayet bile ancak bu kadar sade anlatılabilirdi. Olaydan çok yabancının iç dünyası sizi vuran, kullanılan üslup ve bakış açısı. Okurken anlatıcının iç dünyasından görüyorsunuz olayları ama okurken ara ara da olsa bir de dışarıdan bakmaya çalışın, ne kadar farklı görünüyor dışarıdan her şey.
     İlk bakışta göze çarpan etrafındakilere, olaylara ve hayatın kendisine kayıtsız bir adam oluyor. O adam yabancı, çünkü gündelik olayların onun için bir değeri yok,gün yaşanması ve bitirilmesi gereken anlardan oluşuyor. Bir yemek yemek, arkadaşlarla hoş sohbetler hepimiz için hoşa giden, yapılmaktan zevk alınan ve fırsat kollanan şeyler. Birinin kendi içinde bunları gereksiz ve değersiz bulması, onu topluma ve hayata yabancılaştırmaz mı?
     Peki, biraz daha altlarına bakalım hikayenin. Adam gerçekten kayıtsız, güneşin gözünü alması ona annesinin ölümünden daha çok rahatsızlık verebiliyor. Kendi hareketlerini bile dışarıdan bakar gibi inceleyebilen daha doğrusu istemsizce inceleyen bir adamdan söz ediyoruz. Biriyle yaptığı bir sohbet onu alakadar etmezken, denizi ve güneşi seviyor. Sadece duyularıyla algılayabileceği şeylerden haz ya da acı duyabiliyor. Biraz kendisine de yabancılaşmamış mı?
     Tüm bu uzak durma ve yabancılaşmaya toplum nasıl tepki verir diye düşünürsek, belki kitabın temel mesajlarına bir giriş yapabiliriz. Okurken bir de dışarıdan bakın önerim bu yüzdendi aslında. Siz de toplumun bir bireyi olarak garipserdiniz bu adamı, siz de cezalandırırdınız kolayca. Oysa o neden cezalandırıldığını bile anlayamıyor onca yargılamanın sonucunda. Katil olduğu için katletmiyor kimse onu, zaten ülkeler ve toplumlar onlarcasını öldürüyor her gün, bir "Arap"ın öldürülmüş olması cezayı verenlerin umurunda değil. Ancak cinayet işlemiş bir adam annesinin cenazesinde ağlamamışsa eğer, "o cinayeti de büyük bir zevkle işlemiştir", böyle bir canavar toplumun ve hukukun üstünlüğüyle yok edilmelidir. Yabancı bunları anlayamaz, kendi hissettiklerini açıklayamaz.
     "Yaptığım herhangi bir şeyden dolayı hiçbir zaman gerçek pişmanlık duyamamış olduğumu ona samimi olarak, hatta dostça açıklamaya çalışmak isterdim. Ben her zaman olacak şeyin, bugünün veya yarının etkisi altında olan bir insandım.Fakat şimdi içinde bulunduğum bu durumda, hiç kimseye bu tarz bir şey söyleyemezdim."
     Artık yabancının isteyebileceği tek şey "idam gününde çok seyirci bulunması ve bunların kendisini hınç dolu haykırışlarıyla karşılamalarıdır."

     "Mektubu yazdım. Biraz rastgele yazdım ama Raymond'u da memnun etmeye çalıştım, çünkü onu memnun etmemek için bir sebep yoktu ortada."
     ""Öyleyse neden evleneceksin benimle?" dedi. Ben de ona bunun bir önemi olmadığını, ama o arzu ediyorsa evlenebileceğimizi anlattım. Zaten bunu isteyen oydu, bana düşen de evet demekti."
     "Herkes bilir ki, hayat, yaşamak zahmetine değmeyen bir şeydir. Aslında otuz ya da yetmiş yaşında ölmenin önemli olmadığını bilmez değildim; çünkü her iki halde de başka erkeklerle başka kadınlar yine yaşayacaklar ve bu, binlerce yıl devam edecektir."