27 Temmuz 2014 Pazar
Cehennem Cicegi
"Pazarlığa açık değilse ruhum, Şeytan beş para vermeyeceğindendir; çünkü ben Alper Kamu, gösterişli bir yalan, insanlığın kara yazgısına vurulmuş lanetli bir mühürden başka bir şey değilim."
Alper Canıgüz'ün Oğullar ve Rencide Ruhlar ile yarattığı Alper Kamu yine insanın aklını bulandırmakta bir numara. Beş yaşına bakmadan okuru sık sık ters köşe yapan bir karakter bu kadar sevilebilir miydi sorunun cevabı muhtemelen Alper Canıgüz'ün yeteneğinde saklı.
Amcasının ölümüyle ondan kalan bazı eşyalara ulaşan Alper Kamu, amcasının hayatıyla ilgili kafasında oluşan karmaşayı çözmek ister. Bunun yanında mahallede yeni tanıştığı bir çocuk sayesinde yine bir polisiyenin içinde bulur kendisini. Bu dedektiflik işi tabii ki onun için çocuk oyuncağıdır. Emniyet teşkilatıyla arasını düzeltmek için de bir fırsat. Tüm bu gizemli olaylar yetmez gibi aşk hayatında da alması gereken dersler vardır Alper Kamu'nun ve tüm bu zorlukları göğüslemek için her zaman kullandığı ofisi, yatağının altı, ona güvenilir bir liman olacaktır.
Aşk, işleri çıkmaza sokan en temel sebep Cehennem Çiçeğinde. Karakterlerin hepsi acılar yaşar, herkes farklı dersler alır bu aşklardan. Birbirini tamamlayan aşklar, aldatma, ölüm, cinayet, hepsi Alper Kamu'nun uzmanlık alanıdır nihayetinde, mesele yoktur. Yine de o, karnı acıktığında yaptığı önemli işleri bırakması gereken bir çocuktur. Anne baba sevgisi ise tüm bu tehlikelere katlanma sebebi.
Bir çocuktan hiç beklemeyeceğiniz sözler savuruyor bu küçük velet, doğru. Ancak hiç biri rahatsız etmiyor çünkü en baştan kabullenmiştiniz Alper Kamu'nun normal bir çocuk olmadığını. Yine de bu "çocuğun" yaşadığı şeyler o kadar anormal ki, yabancı bir filmde izleseniz çok hareketli görsel sahnelerle ancak tamamlayabilirsiniz. Alper Canıgüz'ün en büyük başarılarından biri burada olsa gerek, her biri bildiğimiz, gördüğümüz "memleketten" manzaralarla süslenmiş bu sıra dışı olaylar o kadar olabilir duruyor ki, hiç yadırganmıyor.
Kitabın içinde tam anlamıyla yeni bir kitap kadar vurucu Karanfil Kız hikayesi, hem kitaba hem hayata öyle bir darbe vuruyor ki tekrar tekrar dönüp bakılır, tekrar tekrar okunur. Bu küçük hikaye Alper'e olayları çözdürüyor fakat gözünün önündeki gerçek hala bir köşede duruyor, büyük aşkı Hatice gibi.
Oğullar ve Rencide Ruhlar'dan sonra geçen onca yıla rağmen neden bu çocuk hala beş yaşında?
"Bütün aşklar küllenir, bütün babalar ölür, bütün hikayeler biter. Birinin yıkıntıların nöbetini tutması gerekir; işte o yüzden, biri hariç, bütün çocuklar büyür."
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder